ABD’de görüşülmeye başlanacak yeni süper paket 2 Trilyon USD. The Guardian’ın editoryalinin hazırladığı bu yazıda dikkat çeken konu her ne kadar Biden hükümetinin ne kadar kırılgan olduğu olsa da, petrokimya endüstrisi için yeni bir tedarik zinciri krizinin habercisi gibi. ABD Etilen kontratı son 15 yılın en keskin artışını (+200 USD) yapmışken Propilen monomer daha yeni soğumuş durumda ve halen Covid-19 öncesine göre %60 daha pahalı durumda. Hammadde fiyatlarındaki normal üstü seyir nedeniyle petrokimya pazarında son üründen ziyade hammadde satışları aktif dönüyor. Petrokimyanın ana girdi pazarları olan otomotiv, yapı katkı kimyasalları ve konut sektörünün ABD’deki bu paketin onaylanmasıyla talebi oldukça yükseltmesi bekleniyor.
Yazının orijinal linki için tıklayın.
Başkan Joe Biden ülkeyi acelesi olan biriymiş gibi yönetiyor. 3 hafta önce, ABD kongresini 1,9 Trilyon USD’lik paketinin geçmesi için ikna etmişti. Bu hafta, daha da büyük bir altyapı ve istihdamı geliştirme planı için kongre desteğini çekme işine başladı. Paketin büyüklüğü 2 Trilyon USD’ye yakın. Bu paket ulaşım, konut ve ticari yapılar, çevreci iş modelleri, sosyal hizmet ve daha birçok madde hakkında oldukça büyük yatırımları içermekte. Birkaç haftalık zaman diliminde, yardıma muhtaç alt gelir grubu, kadınlar ve yaşlılar kapsamında, “insan altyapısı”na yeni harcama planları bekleniyor. Paketin toplam büyüklüğü 4 Trilyon USD’ye dayanabilir.
ABD başkanı Amerika ve dünyaya hükümetin hala büyük işler başarabileceğini göstermeye çalışıyor.
Bu haftanın paketi, sonuçları Amerika ve diğer ülkeler tarafından yakından takip edilecek birkaç riskli maddeyi içermektedir. Biden’ın hareket planı, 20. Yüzyılın ortalarında Franklin Roosevelt ve Richard Nixon’un yaptığı gibi federal hükümetin ekonomik büyümede aktif rolüne geri dönebileceği yönündedir. Bu açılım, beton döküp fosil yakıt tüketimini artıran büyümelerden ziyade, iyi gelirli ve sendikalaşmış iklim değişikliği odaklı ve temiz teknoloji alanında on binlerce yeni istihdam yaratabilir. Bu etikete sarılmış olarak oynanacak 3. kumar da ABD’nin Çin ve diğer Asya ekonomilerini yenebileceği ve yarıiletken, elektrik batarya ve elektrikli araç endüstrisinde küresel bir lider olabileceğidir.
213 Milyar USD enerji verimliliği olan konut projeleri ve 174 Milyar USD elektrikli araç girişimleri paketin ana parçalarını oluşturuyor. ABD’nin dünyanın en çok karbon emisyonuna sahip 2. ülke olduğunu düşünürsek bunlar doğru öncelikler. Ancak paket yeterli midir, tartışma konusu. Örneğin 276 milyon aracın bulunduğu bir ülkede 2030’a kadar planlanan elektrikli araç şarj istasyonu sayısının 500 bin olması çok da büyük bir konu değil. Ama kırsal kesimlerde ve şehirlerde yüksek hızlı geniş bant altyapısı ABD’nin cidden ihtiyacı olan bir konu. Yol, köprü, demiryolu ve afet hazırlık gibi geleneksel projeler de paketin içinde. Diğer yandan havalimanları hiyerarşide daha aşağı sıralara itilmiş durumda.
Başkan vergi konusunda da büyük bir kumar oynuyor. Teşvik paketlerinin aksine, bu yeni paket yeni borçlanmalarla değil, kurumlar vergisi ve varlık vergisi üzerinden fonlanacak. Beyaz Saray’ın açıklamasına göre bu paketteki 8 yıllık harcama planı, 15 yıllık yeni vergi gereksinimi duyuyor. Biden kurumlar vergisini %21’den %28’e çıkarmayı planlıyor. Trump’ın bu oranı 2017’de %35’ten düşürdüğünü düşünürsek çok da yüksek bir artırım değil. Varlık vergisinin üst limitinin de Trump’ın düşürdüğü eski seviye olan %37’den %39,6’ya yükseleceği bekleniyor. Yine de Biden’ın girişimi, Ronald Reagan devrinden beri politikaya yön veren “düşük vergi ortodoksluğu” için büyük ideolojik ve finansal zorluklar çıkaracak gibi görünüyor.
Biden kısmen bu sebepten dolayı Kongre’nin desteğini almak için çok daha zorlu bir yola çıkacak demektir. Birçok Demokrat üye paketin yeterince büyük olmadığını düşünürken, diğerleri de maddeleri ve büyüklüklerine kusur bulmakta. Her iki kongrede de kıl payı çoğunluğu bulunan Demokratlar ve oldukça inatçı bir şekilde muhalefetine devam eden Cumhuriyetçileri de düşününce, Biden bu paketten muhtemelen bazı tavizler verecektir.
Eğer bu durum size ABD’nin içinde bulunduğu ideolojik kutuplaşma ortamında çift partili sistemi tekrar canlandırmaya yönelik atılan zorlu adımlar olarak görünüyorsa, başkanların tarih boyunca durduğu temel mantığını tanımakta fayda vardır. Biden, kongredeki tabanının 2022’yi göremeyeceğinin farkında olan biri gibi davranıyor olabilir, ama aynı zamanda demokratik kapitalizmin çalışabildiğini ve hükümetin hala büyük işler yapabileceğini göstermeye çalışıyor.